Hakkında
Düşlerde gezen ama gerçeğe âşık biriyim.
İnsanlığın düşlerini görmeye, gerçeğini anlamaya, neden düşler ve oyunlar kurguladıklarını keşfetmeye çalışırım.
Yani tarihçiyim. Boş beleşinden, feslisinden değil, okullusundan, okuyanından.
Tarihin, pek çok bilim gibi, temelde insanı, doğasını, davranışını anlama çabasından ibaret olduğunu düşünürüm.
Einstein “Atomu parçalamak, önyargıları parçalamaktan zordur” der ya, ben tarihçinin asıl görevinin bu olduğuna inanırım.
Barışa, gerçeğe, güzelliğe ve “bugüne hizmet etmeyen” (Nietzsche) bilgiye inanmam.
Düşlemeye bayılırım, hayallere, ideallere ve başka başka mümkün dünyalara inanırım.
Hayatta hep ilginç kurgular, sıradışı hikâyeler ararım. Anlatabileni dinlemeye bayılırım.
İnsanı yapmak istediklerinden alıkoyan bahanelere, şansa, gösterişe inanmam. Görkemi, sadelikte ararım.
Kendim hiç olamadığımdan istikrarlı, sakin ve sabırlı insanları çok severim.
Herkes için adalete, herkes için özgürlüğe ve herkes için bireyselleşme hakkına inanırım.
Bilenin bilmeyene, olanın olmayana borçlu olduğuna çok inanırım.
Düşünce nöbetlerimizi, önemsemenin önemine inanırım.
İnsanın yalnızlığının çok değerli olduğuna inanırım, hatta o yalnızlığa ihtiyacı olduğuna.
Acıdan kaçmak için sürüye karışmaya inanmam. Cehalet, ancak “koyun sürüsünün mutluluğu” olabilir.
Yalnızca tek bir hayatımız var, onu da birbirimiz için cennet kılmaya, şölen tadında geçirebileceğimiz günlerin umuduna inanırım.
Bir de inancın gücüne inanırım, karamsarlığın, korkaklığın ve şiddetinkine değil.